Pages

15 Haziran 2012 Cuma

Moda Yazarı Alex Akimoğlu İle Çok Özel

Alex Akimoğlu, Türkiye'de modanın ilklerinden. Pek çok üniversitede moda tasarımı eğitimi veren-hatta benim eğitim gördüğüm İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin moda tasarım bölümünde bile zamanında ders vermiş- ve Radikal'le ELLE için yazan özel biri. Onunla kariyeri hakkında konuştuk,keyifli okumalar!  
*Moda alanının ilklerindensiniz. Moda kariyeriniz nasıl başladı?

Moda kariyerimin, moda tasarım eğitim görmek için Paris’e gitmemle başladı. Joffrin Byrs Moda Akademisi ve Chambre Syndicale de la Haute Couture’de eğitim aldıktan sonra dönemin en ünlü modaevlerinden Pierre Cardin’den teklif aldım. Sonra Jean Louis Scherrer ve Japon modacı Hanae Mori ile çalıştım.
*Bu kadar yaratıcı ve başarılı olmanın sırları neler?
Yaratıcılık, doğuştan gelen bir yetenek.. Başarılı olmak için ise azim ve çok çalışmak gerekiyor. Moda tasarımcısı olmak hafife alınacak bir meslek dalı değil. Yaratıcılığınıza deneyim ve bilgi eklemeniz gerekiyor. Fransa, İngiltere ve İtalya gibi moda kültürü olan ülkelerde tasarımcıya verilen değer, kişinin gelişmesine ve yaratıcılığını sonuna kadar kullanmasına olanak sağlıyor.
*Radikal, Elle, İstanbul Life için yazmaya başlamanız nasıl oldu? Bu yayınlar size neler kattı?
1997 yılında Radikal gazetesinin o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Y.Yılmaz’la tanıştım.
Mine G:Kırıkkanat vasıtası ile tanıştığım Yılmaz, o günlerde yeni çıkmış olan gazeteye renk vermek için moda yazıları yazmamı teklif etti. İlkyazım gazetenin arka sayfasında yayınlandığında çok güzel tepkiler aldım. Her zaman saygı ile anacağım Vitali Hakko telefon ederek ‘’Sen Necla Seyhun ekolünün devamısın’’ diyerek teşvik etti. Profesyonel bir moda tasarımcısı olarak verdiğim bilgilere duygularımı katmam okuyucuya ilginç geldi. 10 yıl boyunca Radikal’deki yazılarım devam etti ve yazı hayatımın en güzel dönemi olarak anılarımı süsleyecek. Benden sonra moda sektöründen birçok kişi değişik dergi ve gazetelerde yazı yazmaya başsaldılar.
Geçtiğimiz yıl , Elle dergisi yöneticileri, benimle yaptıkları bir röportaj sonrası ‘’ Radikal tadında yazılar yazın bize ‘’teklifinde bulununca çok mutlu oldum ve yazmaya başladım.
İstanbul Life köşemde ise, bir moda tasarımcısı gözü ile uzun yıllar uzak kaldığım İstanbul’a olan
duygularımı ve gözlemlerimi harmanlayarak yazıyorum.
*Çizgisini en beğendiğiniz dergiler?
National Geographic, NTV Tarih dergilerini besleyici buluyorum. Trendsetter ‘ın çizgisini, her sayıyı başarılı bulmasam da doğru buluyorum. Moda dergileri son yıllarda büyük aşama kaydetti ve içlerinde başarılı olanlar var.
*Türkiye’de moda ve dergiciliğin geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Moda ve moda dergiciliğini i ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Moda sektörünün ve tekstil patronlarının, tasarımcıya karşı olan değer tartılarını gözden geçirmeleri gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin henüz evrensel anlamda markalar çıkamamasının püf noktası bu noktada gizili kanımca.
Moda dergiciliğine gelince; Fransa, İngiltere, İtalya ve ABD gibi köklü moda kültürü olan ülkelerde, moda dergiciliği de paralellik taşıyor. Kaynak bulma konusundaki zenginlik ve sanatsal etkinliklerin bolluğu, her derginini okuyucusuna yönelik bir kimlik yaratmış olması bu kültürün bir göstergesi.
Türkiye’de moda dergilerini satın alabilecek kitlenin kısıtlı olması, dergilerin satış kaygısı ve rekabet, dergi kimliklerinin tam olarak netleştirememeline yol açıyor. Ancak birkaç yıl öncesini düşünerek, birkaç yıl sonrasında taşarlın yerine oturacağına inanmak gerekiyor.

0 yorum:

Yorum Gönder